Ahmet Merttuna'nın hayatı, 1947 yılında Tuzla'da doğduğu dönemde başlamıştır. İlkokul eğitimini tamamladıktan sonra, Larnaka Amerikan Academy'e katılmıştır. Ancak, 1963 yılında meydana gelen olaylar nedeniyle okulu terk etmek zorunda kalmıştır. Sonrasında, Bekirpaşa okuluna geçiş yapmış ve bu süreçte, okulun müzik bandosuna ilgi duymuş ve içinde büyüyen müzik tutkusunu fark etmiştir.

Bu yıllarda, Shadows, Cliff Richard ve Beatles gibi ünlü grupların müziği büyük ilgi görmekte ve müzik dünyasında büyük etkiler yaratmaktaydı. Getto koşulları altında yaşamak ve maddi sıkıntılar herkesin başlıca sorunlarıydı. Ancak Ahmet Merttuna, müziğe olan tutkusu, kararlılığı ve isteği ile zorlukların üstesinden gelmiştir.

Ahmet Merttuna, babasını ikna ederek bir gitar sahibi olmuştur. Ancak, nota bilgisi olmadan gitar çalmak zor bir görev gibi görünmekteydi. Fakat müziğe olan tutkusu ve azmi, bu engeli aşmasına yardımcı olmuştur. Özellikle popüler müzik tarzlarına odaklanarak ve kendi kendine öğrenmeye yönelerek, gitar çalmayı kendi yöntemleriyle öğrenmeye başlamıştır.

Shadows, Cliff Richard ve Beatles gibi ünlü grupların parçalarını takip ederek, akorları ve ritimleri öğrenmiştir. Zamanla müziğe olan ilgisi ve yeteneği gelişmiş, belki de müzikle ilgili resmi eğitim alma isteği ortaya çıkmıştır. Ahmet Merttuna'nın çabaları ve müziğe olan tutkusu, zorlu koşullara rağmen müzikal bir kariyere adım atma ve kendi müziğini oluşturma fırsatını elde etmesini sağlamıştır.

Ahmet Merttuna'nın hikayesi, müziğin insanlara umut ve ilham verme gücünü güzel bir şekilde göstermektedir. Müziğin onun hayatında yarattığı dönüşüm ve mücadelesini nasıl aştığı, heyecan verici bir gerçektir. Bu öykü, müziğin insan hayatındaki önemini hatırlatmaktadır.

Ahmet Merttuna'nın müzikal yolculuğu, dönemin ünlü müzisyenlerinden Erol Baybars'ın yardımıyla ivme kazanmıştır. Erol Baybars sayesinde Ahmet Merttuna, ilk gitar derslerini almıştır. Daha sonra, akrabası ve aynı zamanda birlikte çalıştığı trompet çalan İlkay İdris ile işbirliği yapmıştır.

Okul bandosunda trampet çalan Teyze oğlu Akın Refik Saydam da bu müzikal girişime ilgi göstermiş ve tek bir davul ve tek bir trampetle bu ikiliye katılmıştır. Bu küçük grup daha sonra bir araya gelerek bir müzik grubu kurmaya karar vermiştir. Erol Baybars ve Avşin Rinter'ın da katılımıyla ciddi bir çalışma temposuna girmişlerdir.

Uzun ve yoğun bir hazırlık döneminin ardından, 1964 yılının ortalarında "Stage 5" adı altında müzik hayatına adım atmışlardır. "Stage 5", onların müzikal kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve bir grup olarak sahne almaya başlamışlardır.

Ahmet Merttuna ve diğer grup üyelerinin müziğe olan tutkusu, kararlılıkları ve yetenekleri, zorlukların üstesinden gelmelerine ve bir müzik grubu kurarak müzik hayatına adım atmalarına yardımcı olmuştur. İşbirliği ve dayanışma, müzikal yeteneklerini geliştirmelerini ve müziği insanlarla paylaşmalarını sağlamıştır.

"Stage 5" orkestrasıyla müzik hayatına atılan Ahmet Merttuna ve ekibinin hikayesi, müziğin insanların hayatındaki dönüşüm ve ilham kaynağı olduğunu bir kez daha vurgulamaktadır. Bu müzikal yolculuk, müzikal yeteneklerini keşfetmeleri, zorlukların üstesinden gelmeleri ve kendi müziğini oluşturma süreciyle doludur.

1964 yılında "Stage 5" topluluğu ve Ahmet Merttuna, ilk sahne deneyimini Larnaka'da bulunan "Cennet Sineması"nda düzenlenen moral gecesinde yaşamışlardır. Bu etkinlik, özel bir etkinlik olarak Larnaka halkı için düzenlenmiştir ve topluluk, seyircilere müzik dolu bir gece sunmak için sahne almıştır.

Ahmet Merttuna, vokal görevinin yanı sıra grup arkadaşlarıyla birlikte bass gitar çalarak sahnede yer almıştır. Bu vokal performansı ve bass gitar çalma deneyimiyle, müziğe olan tutkusunu ve yeteneklerini seyircilere göstermiştir.

Bu sahne deneyimi, "Stage 5" topluluğu için önemli bir dönüm noktası olmuş ve sahne performansı konusunda deneyim kazanmıştır. Sahne önünde müziğin heyecanını ve enerjisini yaşamak, müziğe olan bağlılığını daha da pekiştirmiştir.

1960'ların ortalarına doğru, Ahmet Merttuna ve "Stage 5" topluluğu, müzikal kariyerlerine devam etmek için farklı fırsatlar aramışlardır. Bu dönemde, topluluk üyeleri "The Four Lights" olarak birlikte çalışmayı sürdürmeye karar vermişler ve müziği daha fazla insana ulaştırmak için farklı platformlar arayışına girmişlerdir.

Müzikal kariyerlerinin bu döneminde, Ahmet Merttuna ve "The Four Lights" topluluğu, Kıbrıs adasının müzik sahnesinde önemli bir yere sahip olmuşlardır. Kendi özgün şarkılarını yazma ve seslendirme konusundaki yetenekleri, onları adanın tanınmış müzisyenleri haline getirmiştir.

Kıbrıs Türk müziğinin önemli figürlerinden biri olan Ahmet Merttuna, müziğe olan tutkusu ve kararlılığı sayesinde müzik kariyerinde önemli bir yer edinmiştir. Kendi özgün şarkılarını yazarak ve seslendirerek, Kıbrıs Türk müziğine katkıda bulunmuş ve adada müziğin gelişimine katkı sağlamıştır.

Ahmet Merttuna'nın müziğe olan bağlılığı ve yeteneği, Kıbrıs Türk müziğinin zenginliğine katkıda bulunan önemli bir isim olarak kabul edilmiştir. Kendisi, müziği bir yaşam tarzı olarak benimsemiş ve Kıbrıs Türk müziğinin geleceğine katkıda bulunmaya devam etmiştir.

Ahmet Merttuna'nın müziğe olan sevgisi ve müziğin insanlar üzerindeki olumlu etkilerini vurgulayan bu biyografi, onun hayatının bir kesitini ve müziğe olan tutkusunu anlatmaktadır. Kendisi, Kıbrıs Türk müziğinin önemli bir figürü olarak hatırlanmaya devam edecektir.