Darül Elhan ismi, ilk kez Türkiye'de duyulmuştur. 1917 yılında Türkiye'de kurulan Darül Elhan, hem batı hem de Türk müziği kısımlarından oluşan bir müzik kurumudur. Daha sonra ismi İstanbul Belediye Konservatuarı olarak değiştirilmiştir.
Kıbrıs'ta ise Darül Elhan'ın 1924 sonları veya 1925 başlarında kurulduğu bilgisi yer almaktadır. Kıbrıs'ta da aynı isimle faaliyet gösteren bir müzik kurumu olarak ortaya çıkmıştır. Darül Elhan, Kıbrıs'ta müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği bir merkez olarak hizmet vermiştir.
Darül Elhan'ın kuruluşuyla ilgili daha ayrıntılı bilgilere veya kurumun faaliyetlerine dair kaynaklar sınırlıdır. Ancak, Kıbrıs'ta müzik eğitimi ve müzikal faaliyetlerin desteklendiği bir kurum olarak önemli bir rol oynamıştır.
Darül Elhan'ın hem Türkiye'de hem de Kıbrıs'ta müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği bir merkez olarak kurulması, müziğin yaygınlaşması ve gelişmesi için önemli bir adımdır. Hem batı müziği hem de Türk müziği alanlarında eğitim verilmesi, müzikal çeşitliliğin ve farklı müzikal anlayışların desteklendiğini gösterir.
Kıbrıs'ta Darül Elhan, 1925 yılında Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun yönetimi altında faaliyete geçti. Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun liderliğindeki Darül Elhan, müzikal çalışmalarını ve etkinliklerini başlatmıştır.
Darül Elhan, Kıbrıs'ta müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği bir merkez olarak ortaya çıkmıştır. Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun yönetimindeki Darül Elhan, müzikal yetenekleri desteklemek, müziği yaymak ve Kıbrıs'ta müzikal bir atmosfer oluşturmak amacıyla kurulmuştur.
Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu, Kıbrıs'ta müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlere büyük önem veren bir müzik adamı olarak tanınmaktadır. Yönetimi altında, Darül Elhan bünyesinde müzik eğitimi verilmiş, konserler düzenlenmiş ve müzikal faaliyetlerin gelişimi teşvik edilmiştir.
Darül Elhan'ın Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu yönetimindeki mahiyeti, Kıbrıs'ta müziğin gelişimi ve yaygınlaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun liderliği altında, Darül Elhan öğrencilere müzik eğitimi imkanı sunmuş ve Kıbrıs'ta müzikal bir kültür oluşturulmasına katkı sağlamıştır.
Darül Elhan'ın kuruluş tarihi konusunda farklı kaynaklarda çelişkili bilgiler bulunmaktadır. Bir gazetede 1924 yılında kurulduğuna dair bir haber yer almış olsa da, Sn. Mustafa Kenan ile yapılan röportajda ve Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu ile yapılan röportajda ise kuruluşunun 1925 yılına denk geldiği ifade edilmektedir.Bu çelişen bilgilere ek olarak, Dr. Zekai Bey'in evinde çalışmalara başladığı ve Darül Elhan'ın kuruluşunda öncülük ettiği belirtilmektedir. Bu çalışmalar sırasında, Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu ve diğer müzik adamları bir araya gelerek Darül Elhan'ın kuruluşuna katkıda bulunmuş ve imzalarını atmışlardır.
Bu durumda, Darül Elhan'ın kuruluş tarihi konusunda kesin bir netlik bulunmamaktadır. Gazete haberleri ve röportajlardaki ifadeler arasında tutarsızlık olduğu görülmektedir. Ancak, 1924 veya 1925 yıllarında Darül Elhan'ın kurulduğu ve Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun liderliğinde müzikal faaliyetlerin başladığı noktasında birleşen noktalar vardır.
Bu bilgiler ışığında, Darül Elhan'ın kuruluş sürecinin Dr. Zekai Bey'in evinde çalışmalarla başladığı, Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun öncülüğünde ve diğer müzik adamlarının katkılarıyla gerçekleştiği söylenebilir. Kuruluş tarihi konusunda kesin bir netlik olmamakla birlikte, 1924 veya 1925 yılında kurulduğu ve müzikal faaliyetlerin bu dönemde başladığı bilgileri mevcuttur.
Darül Elhan'ın kurulduğu ilk yıllar, Türkiye'de Klasik Türk Müziği'nin yeniden üretilmesi için önemli adımların atıldığı dönemlere denk gelir. Bu dönemlerde, müzik alanında gerekli şartların oluşturulması ve Klasik Türk Müziği'nin canlanması için çeşitli çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Darül Elhan, müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği bir kurum olarak kurulmuştur. Bu kurum, Türkiye'deki müzikal yetenekleri desteklemek, geleneksel Türk müziğini yaşatmak ve Klasik Türk Müziği'nin yeniden üretimine katkı sağlamak amacıyla faaliyet göstermiştir.
Bu dönemde, Klasik Türk Müziği'nin eğitimi ve icrası üzerinde büyük bir vurgu yapılmıştır. Darül Elhan bünyesinde yetişen müzik öğrencileri, Klasik Türk Müziği repertuarını öğrenmiş ve bu müziği icra etmeye yönelik yeteneklerini geliştirmişlerdir.
Ayrıca, Darül Elhan'ın kuruluşuyla birlikte Klasik Türk Müziği'nin notasyon sistemi ve kaynakça çalışmaları da önem kazanmıştır. Müzikologlar ve müzik araştırmacıları, Klasik Türk Müziği'nin nazariyatını ve pratiklerini sistematik olarak incelemiş ve kaynaklar oluşturmuşlardır. Bu dönemde, Klasik Türk Müziği'nin yeniden üretimi için öncü isimler ve kurumlar önemli bir rol oynamıştır. Darül Elhan, bu bağlamda Türkiye'deki Klasik Türk Müziği'nin canlanması ve yaygınlaşması için önemli bir merkez olarak kabul edilir.
Darül Elhan, bu süreçte önemli bir role sahip olmuştur. 1926 yılında Türkiye'de Atatürk tarafından Klasik Türk Müziği eğitimi yasağı getirilmiştir. Bu yasak, tekkelerin kapatılması ve Türkiye'nin batılılaşma süreciyle birlikte uygulanan politikaların bir parçası olarak kabul edilir. Ancak, Kıbrıslı Türklerin bu yasağa rağmen Klasik Türk Müziği çalışmalarına devam etmeleri şaşırtıcıdır.
Kıbrıslı Türkler, Atatürk'e olan bağlılıklarına rağmen, Türkiye'deki yasaklar çerçevesinde bulunan tekkelerin kapatılması ve batılılaşma politikalarıyla birlikte, Klasik Türk Müziği'ne de yasak getirilmesi konusunda farklı bir yaklaşım sergilemişlerdir. Bu durum, Kıbrıslı Türklerin Türk milliyetçiliği anlayışının biraz farklı bir şekilde değerlendirildiğini gösterir.
Ziya Gökalp tarafından değerlendirildiği ve popüler kültürün bir parçası olarak anlatıldığı gibi, Türk milliyetçiliği üst düzeyde olan bir ruh anlayışıyla Klasik Türk Müziği'ne de yasak getirilmişti. Ancak, Kıbrıs'ta bu yönde çalışmaların hızlanması, Kıbrıslı Türklerin müzikal geleneğine ve kültürel değerlerine olan bağlılıklarını göstermektedir.
Kıbrıs'ta, Klasik Türk Müziği alanında çalışmaların hızlanması ve devam etmesi, Kıbrıslı Türklerin kendi müzikal kimliklerini koruma çabalarını yansıtmaktadır. Bu çalışmalar, Kıbrıslı Türklerin kendi kültürel değerlerine bağlılık göstererek müzikal geleneğin sürdürülmesi ve yaygınlaşmasına yönelik çabalarını göstermektedir.
Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu, müziğe olan tutkusuyla kendini geliştirmiş ve müzikal yeteneklerini ortaya koymuştur. Kendi alanında uzmanlaşarak, Klasik Türk Müziği'nin öğrenilmesi ve icrası konusunda büyük bir öneme sahip olmuştur. Dr. Kayyumbaşoğlu, Darül Elhan'ın kurulmasında aktif bir rol oynamış ve müzik eğitimi alanında Kıbrıs'ta önemli bir merkezin oluşmasına katkıda bulunmuştur. Kendisi, müzikal yetenekleri ve bilgisiyle Darül Elhan'ın müzikal faaliyetlerinin başarıyla yürütülmesini sağlamıştır. Dr. Derviş Kayyumbaşoğlu'nun Darül Elhan kurma sorumluluğunu üstlenmesi, müziğe olan bağlılığını ve müziğin yaygınlaşması için verdiği çabayı göstermektedir. Kendisi, müzikal yetenekleriyle müzikseverlere ilham vermiş ve Kıbrıs müzik sahnesinin gelişimine katkıda bulunmuştur.
Derviş Bey, henüz on yaşlarında iken tekkeye giderek dervişlerin müziğe uyumlu dönüşlerini izlemeye başlamıştır. Tekke'de çalınan müzikle kulağı dolan Derviş Bey, gün geçtikçe Klasik Türk Müziği'ne olan hayranlığını artırmıştır. On beş yaşına geldiğinde ise müzikal yetenekleri olan eniştesi merhum Rıza Efendi ile birlikte tekke ayinlerinde kanun çalmaya başlamıştır. Bu dönemde arkadaşı Hafız Şefik Bey ile birlikte müzik çalışmalarına devam ederek kanun çalma becerisini geliştirmiş ve aynı zamanda ud, mandolin, keman ve piyano çalmaya da başlamıştır.
İstanbul'da bulunduğu dönemde ise İsmail Hakkı Bey, Refik Fersan Bey, Rauf Yekta Bey, Zekai Dedezade ve Hafız Ahmet Efendi gibi büyük ustalardan kanun, usul ve nazariyat dersleri alarak müzik bilgisini daha da artırmıştır. 1923 yılı sonunda Kıbrıs'a döndüğünde, gerçek müzik sevgisini halka aşılamak ve meyhanelerde çalınan müziğin gerçek Türk müziği olmadığını göstermek amacıyla kararlı bir şekilde çalışmalara başlamıştır. Genç ve azimli sanatçı, diğer genç müzikseverleri etrafında toplayarak gizlice çalışmalara başlamıştır. Bu gönüllü müzik ordusu arasında Nazım Ali İleri, Udi Hüseyin Onbaşı ve Hafız Şefik gibi halen hayatta olan sanatçılar da bulunmaktadır. Müzik çalışmaları Dr. Zekai Bey'in evinde gerçekleştirilmekteydi ve bu çalışmalar hız kesmeden 1925 yılına kadar devam etmiştir.
Nihayet, 1925 yılında Evkaf Murahhası İrfan Bey'in siyaseti ve Naim Aytaçoğlu'nun rejisörlüğü altında Baf'ta bir tiyatro oyununun sahnelenmesine karar verilmiştir. Derviş Bey, bu fırsatı değerlendirerek hemen İrfan Bey'in huzuruna çıkmış ve müzikle ilgili bir bölümün de müsamerede yer almasını talep etmiştir. İrfan Bey, ileri görüşlü bir kişi olarak bu teklifi yerinde bulmuş ve kabul etmiştir.
Bu anlatılanlar doğrultusunda, Derviş Bey'in gençlik yıllarında müziğe olan ilgisi, tekkeye giderek dervişlerin müziğini izlemesiyle başlamış ve zamanla müzikal yetenekleri gelişmiştir. İstanbul'da aldığı dersler ve çalışmalar sonucunda müzik bilgisini artırmış olan Derviş Bey, Kıbrıs'a döndüğünde müzikal faaliyetlerde öncülük etmiş ve müziği halka sevdirmek için çalışmalara başlamıştır. Bu çabaları sonucunda, Baf'ta sahnelenen bir tiyatro oyununda müzik bölümünün yer alması kararı alınmıştır.
Baf konserinin ardından, Derviş Bey hemen harekete geçerek Darül Elhan'ın resmi kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Bu kuruluşla birlikte, müzik eğitimi ve kültürel faaliyetlerin daha organize bir şekilde yürütülmesi hedeflenmiştir. Darül Elhan, müziğin öğrenildiği, icra edildiği ve müzikseverlerin bir araya geldiği bir merkez olmuştur.
Darül Elhan'ın kuruluşu, Baf konserinin başarısı ve büyük ilgi görmesi üzerine gerçekleşmiştir. Bu etkinlik, Kıbrıs müzik sahnesinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Darül Elhan'ın resmi kuruluşu, müziğin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlamış ve müzikal faaliyetlerin daha sistematik bir şekilde yürütülmesine olanak tanımıştır.
Bu aşamadan itibaren, Darül Elhan çatısı altında düzenli konserler, müzik eğitimi programları ve diğer kültürel etkinlikler düzenlenmeye başlanmıştır. Bu sayede, Kıbrıs'ta müzikal faaliyetlerin yaygınlaşması ve Klasik Türk Müziği'nin yaşatılması hedeflenmiştir.
Baf'ta büyük ilgi ve muazzam bir tezahüratla karşılanan bu etkinlik, gençlerin motivasyonunu artırmıştır. Bu etkinliğin başarısı ve alaka görmesi, Kıbrıslı gençlerin müzikle daha fazla ilgilenme isteğini tetiklemiştir. Baf'tan Lefkoşa'ya dönen gençler hemen harekete geçerek Darül Elhan'ı kurmuşlardır.
Darül Elhan'ın kuruluşu, gençlerin müzik tutkusu ve şevkiyle gerçekleşmiştir. Baf'taki etkinliğin ardından, gençlerin müzikal faaliyetlere olan ilgisi daha da artmış ve bu tutkuyu sürdürebilmek için Lefkoşa'da bir merkeze ihtiyaç duyulmuştur. Darül Elhan, bu ihtiyacı karşılamak amacıyla kurulan bir müzik merkezi olmuştur.
Gençler, Darül Elhan'ı kurarak müzikal çalışmalara hızla devam etmişlerdir. Kendi aralarında örgütlenerek müzik eğitimi, icra etme ve konserler düzenleme gibi faaliyetlere başlamışlardır. Bu sayede, müzikal yeteneklerini geliştirme ve Klasik Türk Müziği'ni daha geniş kitlelere ulaştırma amacı gütmüşlerdir.
Darül Elhan'ın kurulması, gençlerin müzikal yeteneklerini ortaya çıkarma ve müziğe olan tutkularını sürdürme fırsatı sunmuştur. Gençler, kurdukları bu merkez sayesinde bir araya gelerek birlikte müzik yapma ve müzikal bilgilerini paylaşma imkanına sahip olmuşlardır.
Darül Elhan Musiki Derneği, yaklaşık on yıl süren bir dönemde Türk Müziği'ne önemli hizmetler sunmuş ve başarılı etkinlikler düzenlemiştir. Özellikle 1935-1936 yıllarında, İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıç yıllarında, etkinliklerini genişleterek aynı zamanda bir okul niteliği kazanmıştır.
Darül Elhan Musiki Derneği, bu dönemde müzik eğitimi, icra ve konserlerin yanı sıra müzikal faaliyetlere de yoğun bir şekilde katılmıştır. Dernek bünyesinde yer alan müzisyenler, müzikal yeteneklerini geliştirmek için çalışmalara devam etmiş ve Klasik Türk Müziği'ni icra etmek için çaba göstermişlerdir.
Darül Elhan Musiki Derneği, bu dönemde müzik eğitimi, icra ve konserlerin yanı sıra müzikal faaliyetlere de yoğun bir şekilde katılmıştır. Dernek bünyesinde yer alan müzisyenler, müzikal yeteneklerini geliştirmek için çalışmalara devam etmiş ve Klasik Türk Müziği'ni icra etmek için çaba göstermişlerdir.
Darül Elhan Musiki Derneği'nin faaliyetleri, o dönemde Türk Müziği'ne olan ilginin artmasını sağlamış ve müzikseverlerin bir araya gelerek müziği paylaşabilecekleri bir ortam oluşturmuştur. Dernek, Türk Müziği'nin yaygınlaşması ve gelişimi için önemli bir rol oynamıştır.
Darül Elhan Musiki Derneği, faaliyetlerine 1936 yılına kadar devam etmiş ve bu süre zarfında halka büyük fayda sağlamıştır. Dernek, Türk Müziği'nin gelişimine katkıda bulunmuş ve birçok yetenekli müzisyenin yetişmesine öncülük etmiştir. Dernek bünyesinde gerçekleştirilen eğitim ve etkinlikler sayesinde, birçok olgun müzisyen yetişmiştir.
1936 yılında ise okul daha da genişleyerek TAUS (Türk Amme Unsuru) adıyla anılmaya başlanmıştır. Bu dönemde okulun kapsamı genişlemiş ve daha geniş bir öğrenci kitlesine hitap etmeye başlamıştır. Türk Müziği'nin önemli bir eğitim merkezi haline gelen TAUS, müzikal yeteneklerin gelişimine katkı sağlamıştır.
Ancak, Harp yıllarının getirdiği zorluklar ve savaş koşulları nedeniyle bu değerli sanat kaynağı olan TAUS dağılmıştır. Savaşın etkisiyle, müzik eğitimi ve faaliyetlerine devam etmek zorlaşmış ve okulun faaliyetleri sona ermiştir.
Bu dönemde, Derül Elhan Musiki Derneği ve TAUS, Türk Müziği'nin gelişimine ve yaygınlaşmasına önemli katkılarda bulunmuş, yetenekli müzisyenlerin yetişmesine imkan sağlamıştır. Ancak, savaşın olumsuz etkileriyle birlikte bu değerli müzik merkezleri dağılmış ve müzikal faaliyetler zor bir döneme girmiştir.
Sonuç olarak, Derül Elhan Musiki Derneği'nin ve sonrasında TAUS'un faaliyetleri, Türk Müziği'ne önemli katkılarda bulunmuş ve birçok müzisyenin yetişmesine imkan sağlamıştır. Bu değerli sanat kaynakları, savaş yıllarında zorluklarla karşılaşmış ve dağılmıştır. Ancak, dönemlerinde Türk Müziği'ne olan ilginin artmasına ve müzikal faaliyetlerin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuşlardır.
Darül Elhan'da gönüllü olarak görev alan sanatçılar arasında şunlar bulunmaktadır: 1. Hafiz Şefik Efendi: Daha sonra şeyh olan Hafiz Şefik, Darül Elhan'da görev alarak düzenlenen şema gösterilerini düzenler ve katılım sağlar. 2. Derviş Kayyumbaşoğlu: Darül Elhan'da aktif olarak görev alan müzisyenlerden biridir. 3. Hasan Fehmi: Ud çalma konusunda yetenekli olan Hasan Fehmi, Darül Elhan Müzik Okulu'nda ud dersleri de vermektedir. 4. Mümtaz Bey: Keman çalma konusunda başarılı olan Mümtaz Bey, Darül Elhan Müzik Okulu'nda keman dersleri vermektedir. 5. Feride İleri: Güzel bir şekilde ud ve santur çalabilen Feride İleri, Darül Elhan Topluluğu'nun Bafta verdiği konsere ud çalarak katılım sağlar. 6. Şadiye Tahsin: Dr. Tahsin'in kızı olan Şadiye, Darül Elhan'da keman çalmaktadır. 7. Mehmet Refik: Şeş güzel bir çocuk hanende olan Mehmet Refik, aynı zamanda Kıbrıslı Türk toplumunun ilk koku imalatçılarından biridir. 8. Macide Şevket Suphi: Güzel bir sese sahip olan Macide, Türk olup diş doktoru Şevket Suphi'nin eşidir. Sanatla ilgilenmekte ve güzel sanatlara ilgi duymaktadır. 9. Refika Hanım: Rurunçlu Camii'nin mütevelliyesi olan Refika Hanım, Darül Elhan'a katkı sağlamaktadır. 10. Nazım Ali İleri: Darül Elhan'ın kurucusu ve yöneticisi olan Nazım Ali İleri, aynı zamanda kemanist olarak görev yapmıştır. Eşiyle birlikte Kıbrıs'ın çeşitli yerlerinde Darül Elhan Topluluğu adı altında birçok konser vermiştir.
Bu sanatçılar, Darül Elhan'ın faaliyetlerine aktif olarak katılarak müzikal yeteneklerini sergilemiş ve Türk Müziği'nin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Her biri kendi enstrümanında başarılı olan ve müzik eğitimi alanında deneyimli olan bu sanatçılar, Kıbrıs'ta müzikal faaliyetlerin canlanmasına önemli katkılar sağlamışlardır.
|